Links to the old web pages of KKE

The international sites of KKE gradually move to a new page format. You can find the previous versions of the already upgraded pages (with all their content) following these links:

NATO’nun kuruluşunun 75.yılı hakkında

YKP Merkez Komite Basın bürosunun açıklaması

1. 4 Nisan 1949’da İkinci Emperyalist Dünya Savaşından sonra (ABD,Kanada, Büyük Britanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Norveç, Danimarka, İzlanda ve Portekiz’in katılımıyla)  Kuzey Atlantik İttifakı, NATO kuruldu. Amerikan ve Avrupa kapitalist güçlerin amacı, Faşizmin ezilmesinde büyük katkısı olan ve Kızıl Ordu'nun Avrupa'daki varlığıyla, sömürge rejiminin kovulduğu birçok Doğu ve Orta Avrupa ülkesinin yanı sıra diğer ülkelerde takip edilen olumlu süreçlere katalizör  bir katkı sağlayan Sovyetler Birliği'ne karşı  ülke içinde ve tüm dünyadaki iktidarlıklarını korumaktı.

2. Savaşın ana cephelerinin kendi topraklarından uzak olması nedeniyle ABD'nin emperyalist savaştan güçlenerek çıkması ve  NATO'nun kuruluşunun Washington'da gerçekleşmesi tesadüf değildir. ABD uluslararası emperyalizmin lider gücü olarak ortaya çıktı ve yeni kurulan NATO çerçevesinde önderliğini korumaya ve aynı zamanda emperyalist sistem içinde  zıtlıkları yumuşatmaya çalıştı.

3.  Kore’deki  savaştan başlayarak,son zamanlarda olan Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve Ukrayna’ya kadar geçen bu 75 senede NATO,  tekellerin çıkarlarına hizmet etmek için Avrupa-Atlantik emperyalist siyasi-askeri ittifakının  “demir ökçesi” oldu.  Halkları kana bulayan baskı ve sömürüyü sürdürmeyi amaçlayan  emperyalist savaşlar, müdahaleler, darbeler,  NATO’nun varlığını karakterize eden unsurlardır.

4. Bugün NATO’nun stratejisi, Avrupa ve dünya çapında planlanan yeni üyelerle, onlarca devletle yapılan ortaklıklarla, savaşa hazır askeri birliklerle oluşturarak, askeri üslerini geliştirerek ve askeri harcamalar başlatarak genişlemesiyle tanımlanmaktadır. Vilnius’da yapılan NATO’nun en  son  Zirve Toplantısında alınan  kararlar bu yönde hareket ederek, “NATO konseyi-Ukrayna” kurumsallaşması gibi, Zelensky gerici hükümetine güçlü askeri yardım ve siyasi garanti sağlanmasının yanı sıra NATO’nun Ukrayna’daki savaşa siyasi ve askeri katılımının derinleşmesine yol açtı. 

5. Tüm bunlar Ukrayna’daki savaşla ilgili olarak aynı zamanda dünyanın diğer bölgelerinde ortaya çıkan Avrasya emperyalist eksenin ana güçleri olan Rusya, Çin ile emperyalistler arası rekabetlere “yangına körükle gitmek” anlamına gelmektedir. Stratejik açıdan önemli olan bu bölgeyi kontrol altına almak amacıyla Yunanistan'ın da aralarında bulunduğu NATO savaş gemilerinin Kızıldeniz'e gönderilmesinin yanı sıra,

NATO'nun Gazze'de Filistin halkının İsrail tarafından katledilmesine siyasi ve askeri kılıf uydurarak bunu "meşru müdafaa hakkı" olarak gösterilmesi tesadüf değildir.

6. Ülkemiz Avrupa Atlantik taraflarının (YD, PASOK, SYRIZA, Velopoulos ve diğer milliyetçi oluşumların)  sorumluluğunda NATO planlarına faal olarak katılmakta ve burjuva sınıfının çıkarlarının “jeostratejik olarak geliştirilmesi” amacıyla NATO’nun saldırgan stratejisine dahil olmaktadır.

7. YKP’nin kararlı bir şekilde buna karşı durmasına rağmen, tüm burjuva hükümetleri ve partilerin sorumluluğu ile ardı ardına gelişen Yunanistan’daki Amerika-NATO üsleri modernleşmekte, nükleer silah için altyapı oluşturmakta, diğer halkları tehdit etmekte ve yeni savaş çatışmalarına ve halkların kanlarının dökülmesine  “sıçrama tahtası” olmakta ve aynı zamanda misilleme durumunda ülkemizi ve halkımızı hedef almaktadırlar.

8. Dolayısıyla savaşların “doğduğu yer” olan NATO halk için güvensizlik unsuru haline gelmektedir. Bu Türk-Yunan ilişkilerini de etkilemektedir. Deniz sınırlarını tanımayan NATO'nun desteğiyle Türk burjuvazisinin, Kıbrıs’taki Türk işgalinden 50 yıl sonra topraklarının yüzde 37'sinde işgalini sürdüren Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın egemenlik hakları pahasına Ege ve Güney Akdeniz'deki kabul edilemez iddialarını hatırlatma fırsatını kaçırmamaktadır. Son zamanlarda Ukrayna’daki emperyalist savaşın arka planına karşı, sözde "ortak yönetimi" tekelleri memnun edecek şekilde ülkenin egemenlik haklarının pahasına, iki halkın ve çevre ülkelerin geleceğine yönelik "geleceği tehlikeye atma" risklerine karşın NATO'nun güneydoğu kanadını güçlendirmek için Yunan-Türk ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi teşvik edildi.

9. Yetmiş beş yıldır ortaya çıkan NATO'ya karşı çıkma ve ülkemizi ondan  görevi, işçileri sınıf sömürüsüne mahkûm eden sosyal adaletsizlik ve emperyalist savaşlara karşı  kapitalist barbarlığın yıkılması yönündeki mücadelemiz,  bugün giderek daha anlamlı ve gerekli hale gelmektedir.

YKP, güçlü işçi iktidarı garantisiyle, 75 yıldır sürekli olarak ABD-NATO askeri üslerine karşı, NATO karşıtı, anti-emperyalist, savaş karşıtı hareketin gelişmesinde ve NATO gibi emperyalist planlardan ve ittifaklardan bağımsızlaşma mücadelesinde ön saflarda yer almaktadır.

İşte bu nedenle yaklaşan Avrupa parlamentosu seçimleri, YKP’nin daha da güçlenmesiyle birlikte NATO karşıtı - anti-emperyalist mücadele için bir basamak olabilir ve olmalıdır.

Halklar  YKP’ye  eşlik etmelidirler çünkü:

-- ABD-NATO üsleri kapanmalı.

--Kızıldeniz'den bir Yunan firkateyninin, Suudi Arabistan'dan Yunan "Patrot" ve yurtdışında emperyalist misyonlarda bulunan Silahlı Kuvvetlerin tüm birimlerinin ülkeye geri dönmeli! Ukrayna'da ve genel olarak sınırlarımızın dışında emperyalist savaşta savaşan hiçbir Yunan askeri ve subayı bulunmamalı!

--Yunanistan emperyalist planlara  dahil olmamalı!

--Ülkemizde egemen halkla, NATO ve AB'nin emperyalist ittifakların kontrolünden çıkmak!

ATİNA  03/04/2024